Site Loader

Büyüyen ekonomiye paralel olarak firmaların özkaynakları, ekonomik varlıklarını devam ettirmek için yeterli olamamaktadır.  Şirketler,  varlıklarını korumanın yanında, yatırım yolu ile büyümek için kredi kullanma yoluna giderler.

Türkiye’de işletmelerin büyük çoğunluğu kredi ihtiyaçlarını piyasada faaliyet gösteren bankalardan sağlarlar. Bankalar işletmelerin kredi taleplerini, karşılarken bazı kriterler uygulamaktadır.

Bankaların işletmelere kredi tahsis ederken uygulamış oldukları kriterler nelerdir? Bu kriterlere kısaca değinelim.

Mali veri analizi; Bankalar, işletmelerden almış olduğu finansal veriler- bilanço vb.- paralelin de işletmelere rating notu verirler. Bu notun oluşmasında işletmelerin, borçlanma oranı (Borç ödeme kapasiteleri), likidite oranı (kısa sürede nakde dönüşebilecek finansal varlıların) ve karlılık oranı en önemlileridir. Karlılık oranı, işletmenin faaliyet gösterdiği işkoluna paralel olarak kar ettiğinin ölçümünde kullanılır.

Moraliter kayıtları; Merkez bankası kayıtları yolu ile çek, senet, icra durumunu inceleyerek işletmelerin borç ödeme kapasitesi irdelenir. Bu verilere ek olarak piyasada işletmenin tedarikçilerinden elde edilen, işletmenin borç ödeme ahlakına ait bilgiler alınır.

İş deneyimi; işletmelerin faaliyet göstermiş olduğu sektördeki tecrübeleri dikkate alınmaktadır. Ortakların faaliyette bulunan alandaki iş tecrübeleri de önemli bir kriterdir. Ortakların ve şirketin faaliyet gösterilen alanda ki çalışma sürelerinin uzun olması bu firma lehinedir.

Şirketin ve ortaklarının mal varlık düzeyi; Şirketin kazancını nasıl değerlendirdiği ve ortakların şirkete olan güvenini de dolaylı olarak yansıtan bir veridir.

Bankaların kredi politikalarını belirleyen unsurlara ana hatları ile değindikten sonra şirketlerinde bankalardan kredi istemeden önce izlemesi gereken temel kriterle de bir değinmek gerekir.

Bankalar ve şirketlerin kredi politikalarındaki kriterlere değindikten sonra, piyasa da var olan yanlış uygulamalara değinmek gerekmektedir. Türkiye Finans Katılım Bankası Genel Müdür Yardımcılarından Aydın Gündoğdu’nun belirttiği üzere ‘Kredi ilaç gibidir. Dozunu iyi ayarlamak gerekir.’ İlaç yararlı bir üründür. Fakat dozunu kaçırdığımız zaman çok zararlı bir ürün halini almakta hatta ölümcül sonuçlar doğurmaktadır. Kredi de işletmeler açısından ilacın dozun da kullanılması kadar önem arz etmektedir.

Krediyi alırken bu felsefeye çok dikkat edilmesi gerekmektedir.  Bankanın, firmanın bilançosunda yer almak için kredi tahsis etmesi firmanın bu kredileri kullanması gerektiği anlamına gelmemelidir. Ayrıca, A bankasının açmış olduğu kredi ve teminat koşulların paralel olarak B bankasının kredi tahsisi etmemesi, firmanın B bankası gözünde itibarsız olması anlamına gelmemelidir. Her banka, firmalara aynı oranda ve aynı teminat koşullarında limit açması, firmanın finansal kaldıraç oranının çok yüksek seviyeler çıkmasına sebebiyet verecektir. Bu durum firmanın büyümesine değil çöküşüne zemin hazırlayacaktır. 2008 Amerika krizinde yaşananlar,  mikro anlamda şirketler için yaşanacaktır.

  • Fizibilite çalışması; işletmenin kredi başvurusuna başlamadan önce ilk yapması geren, krediye kullanma yolu ile elde edilecek olan kar maksimizasyonunu iyi değerlendirmesi gerekmektedir.
  • Öz kaynak oranı; Yatırımın en az % 20’lik kısmını öz kaynaklardan karşılaması gerekmektedir. Sektöre göre bu oran değişim gösterebilmektedir.
  • Vade uyumu; Kullanılacak kredinin geri ödeme planı ile işletmenin gelirlerinin ( alacak tahsil süresi)  vade uyumu paralel olmalıdır.
  • Kur riski; Faaliyetlerden elde edilen gelirlerin döviz cinsine paralel olarak borçlanmaları gerekmektedir.

Sektörde bulunan firmaların maximum borçlanabileceği oranları gösteren istatistiksel veriler bulunmaktadır. Sektörde bulunan firmanın borçlanma sınırı geçmesi durumunda, firma Finansal Stres Bölgesine girmiş bulunmaktadırlar. Firmaların borçlanma yoluna giderken, bu verilere dikkat etmesi gerekmektedir. Türkiye’de Odalar sektörel Finansal Stres oranları yayınlamaktadır. Bunlara dikkatle takip etmek gerekmektedir.  Her canlının yük taşıma kapasitesi olduğu gibi her firmanın da borç taşıma sınırı bulunmaktadır. Genellikle şirketler sermaye ye dayalı olmayan bilgi ve beceri yolu ile kurulduğundan, şirket sahipleri borçlanma sınırını finansal stres verileri ile değil kendi ön sezileri ile belirlediğinden dolayı Türkiye’de şirket mezarlıkları bulunmaktadır.

Kredilerin tahsis şartları doğrultusunda maliyetlerinin de düşük olması gerekmektedir. Bankacılık sektöründe şirketler için uygulanan faiz oranlarının düşük olması, işletmelerin bankaya kazandırdıklarının ve  rating notunun yüksek olmasına bağlıdır.  Bu sebepten işletmelerin daha ucuz maliyetli kredi kullanmaları için bankaya kazandırmaları ve düşük risk taşımaları gerekmektedir.  Kazan-kazan ilkesini uygulayan banka ve işletmeler her durumda karlı olacaktır.

Unutmayalım ki kredi ilaç gibidir. Dozuna dikkat edilmesi gerekir.

Post Author: EPC Danışmanlık

Finans, Hibe ve Teşvik Danışmanlığı